IPCC’nin iklim krizi raporları ne diyor, neden önemli?

IPCC, iklim bilimine ilişkin dönüm noktası niteliğindeki incelemesinin tüm bölümlerini yayımladı. Bu üç raporun toplamı, IPCC’nin 1988’de kurulmasından bu yana dünyanın tüm iklim bilgilerini bir araya getiren altıncı değerlendirme raporu.

Dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinden oluşan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), iklim biliminin dönüm noktası niteliğindeki kapsamlı incelemesinin üç bölümünü de yayımladı.

Bu üç raporun toplamı, IPCC’nin 1988’de kurulmasından bu yana dünyanın tüm iklim bilgilerini bir araya getiren altıncı değerlendirme raporu.

Son sekiz yılda yayımlanan araştırma makalelerinden derlenen ve binlerce bilim insanının çalışmasına dayanan nihai raporun geçen yıl yayımlanması gerekiyordu, ancak önemli tartışmaların çevrimiçi gerçekleşmesini zorlaştıran Covid-19 pandemisi nedeniyle ertelendi.

Raporlar ne diyordu?

Ağustos 2021’de yayımlanan ilk rapor, iklim değişikliğinin fiziksel temeli hakkında bugüne kadarki tam kapsamlı bilgileri temsil etti. Çalışma deniz seviyesindeki yükselmeler, eriyen buzullar, sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıklar dahil olmak üzere iklimdeki hızlı değişikliklerin nedeninin “kesin olarak” insan faaliyetleri olduğunu buldu ve büyük iklim değişikliklerinin kaçınılmaz ve geri döndürülemez olduğunu ortaya koydu.

TIKLAYIN – İklim Raporu: Akdeniz’de yangınlar artabilir

Şubat 2022’de yayımlanan ikinci rapor ise iklim krizinin etkilerini işledi. Çalışma, dünya üzerinde hiçbir yerin sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel ve yükselen deniz seviyeleri gibi korkunç etkilerden kaçamayacağını gösterdi. Küresel nüfusun yarısı şimdiden “yüksek düzeyde savunmasız” durumda… Türlerin toplu ölümleri de devam ediyor. Kıyı bölgeleri su baskını riski ile karşı karşıya. Önemli ekosistemler, karbondioksiti tutma kapasitelerini kaybederken, karbon yutaklarından karbon kaynaklarına dönüşüyor.

TIKLAYIN – Dünya çoklu iklim tehlikeleriyle karşı karşıya kalacak

4 Nisan 2022’de yayımlanan son rapor ise, dünyanın sera gazı emisyonlarını azaltabileceği yolları belirledi. Ülkelerin net sıfır emisyona ulaşmak için gereken politikalar ve eylemler konusunda geride kaldıklarını, mevcut düzende devam edilirse sıcaklıkların, feci bir seviye olan 3,2 dereceye kadar yükselebileceğini belirtti. Fosil yakıtlara bağımlılığı ortadan kaldırmak için küresel ekonominin ve toplumun tüm yönlerinde köklü değişikliklere ihtiyaç duyulacağını söyledi. İlk iki çalışma grubunun öngördüğü, en kötü sonuçları önlemek ancak hükümetlerin hızlı ve kararlı adımlar atması durumunda mümkün diye belirtildi.

TIKLAYIN – Hedefler güçlendirilmezse 3 derecelik ısınma kaçınılmaz

Ekim ayında yeni bir rapor gelecek

Bilim insanları bir başka çalışma daha hazırlayacaklar: Ekim ayında, üç çalışma grubunun tümünden önemli mesajları alan bir sentez raporu. Bu rapor önce politika yapıcılara verilecek. Kasım ayında Mısır’da yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27’inci Taraflar Konferansı (COP27), hükümetlerin önümüzdeki 10 yılda sera gazı emisyonlarını yarıya indirmeye ve 2050’ye kadar net sıfıra ulaşmaya uygun net politikalar ve hedefler belirlemelerinin istendiği bir sonraki BM iklim zirvesi olacak.

Durum rapordakinden kötü olabilir

Öte yandan durum, IPCC’nin sunduğundan daha da kötü olabilir. IPCC verileri, 2014’ten geçen yıla kadar yayımlanan araştırma makalelerinden derlendi, ancak o zamandan beri dünya daha fazla aşırı hava koşulları yaşadı. Geçen ay, Kuzey Kutbu ve Antarktika, her iki kutup bölgesinde de benzeri görülmemiş eşzamanlı ısı dalgaları yaşadı.

TIKLAYIN – Hem Güney hem Kuzey Kutbu’nda rekor sıcaklık kaydedildi

Bu nedenle bazı bilim insanları, değişikliklerin IPCC’nin tahmin ettiğinden çok daha hızlı gerçekleştiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’ndeki Dünya Sistem Bilim Merkezi müdürü Michael Mann“Modeller genel ısınmayı öngörmek konusunda iyi bir iş çıkardı, ancak aşırı düzeyde yaşanan olayların model tahminlerini aştığını savunuyoruz” diyor.

University College London’da yer sistemi bilimi profesörü Mark Maslin ise şunları ekliyor:

“Ben ve meslektaşlarım, 2021’de 1,2 derecelik bir ısınmada beklenmedik aşırı hava olaylarının sayısı ve şiddeti karşısında şok olduk. Şimdi Kuzey Kutbu’nda rekor sıcaklıklara sahibiz ve bu benim için iklim değişikliğinin yeni bir sınırın aşılması durumuna, beklediğimizden çok daha erken girdiğimizi gösterdi.”

IPCC hakkında

IPCC, Birleşmiş Milletlerin (BM) iki örgütü Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNDP) tarafından 1988’de insan faaliyetlerinin neden olduğu iklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere kuruldu.

Panelin işlevi araştırma yapmak veya iklim ya da ilgili olayları izlemek değil. Panelin başlıca faaliyetlerinden biri Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Konvansiyonu’nun (BMİDÇK) uygulanmasına ilişkin konularda özel raporlar yayımlamak.

Panel değerlendirmelerini ağırlıklı olarak emsal taramaya ve yayınlanmış bilimsel literatüre dayandırır. IPCC yalnızca Dünya Meteoroloji Örgütü ve BM Çevre Programı üyelerine açıktır.

(Bianet – TP)

* Kaynak: İklim Haber