Augsburg’ta yapay zeka paneli: Gelecek kimin?

Augsburg Demokratik Güç Birliği (ADGB) Platformu’nun “4.0, Yapay Zeka ve Gelecek Kimin?” konulu düzenlemiş olduğu, Yazar Volkan Yaraşır ve Dr. Fırat Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı panel ilgiyle izlendi.

Merhaba (Augsburg)

Augsburg Enternasyonal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, Demokratik Güç Birliği Platformu adına açılış konuşmasını yapan moderatör Perihan Baçaru özetle; Seçimler sürecinde devrimci, demokratik güçlerle kurulan platformun DGB platformuna evirildiğini, “4.0, Yapay Zeka ve Gelecek Kimin?” konulu panelin başlattıkları çalışmaların ilk adımı olduğunu açıkladıktan sonra, akıllı telefonlar, arabalar, evler, akıllı füzeler, insansız denizaltı, uçaklar, tırlar derken akıllı fabrikalar yani insansız kendi kendini koordine eden fabrikalara doğru eviriliyor süreç.

Buradan yola çıkarak, emek ve sermaye arasındaki ilişki ve çelişkiler nereye doğru eviriliyor? Emek gücünün ve yapay zekaların yarattığı artı değeri nasıl tanımlayacağız? Toplumsal dönüşümü sağlayacak olan proletarya sınıfı, halen toplumsal dönüşümü sağlayacak olan sınıf mı?

Algoritmalara yüklenen veri ve bilgiler kimler tarafından nasıl kayıt altına alınıyor?

Fizikçi Dr. Fırat Yılmaz

Yapay zekaların ırkçı ve cinsiyetçi verilerle yüklenme tehlikesinin boyutları nedir? Buna karşı neler yapabiliriz? Teknolojideki gelişim politik mi? İdeolojik mi? Gibi pek çok soru karşımıza çıkıyor. Bu sorular ışığında, “Gelecek Kimin” diye soruyoruz.

    Amerika’dan Zoom üzerinden katılan, bilim insanı fizikçi Dr. Fırat Yılmaz özetle, “Eskiden okuma yazma biliyor musunuz?” diye sorulurdu, şimdi bilgisayar kullanmayı biliyor musunuz diye soruluyor.

Bilgiye ulaşmak kolay, ama önemli olan ilgiye ulaşmak. Çünkü kapitalist sistem tüketim toplumu yaratıyor. Her şeyi hızla tükettiğimiz gibi bilgileri de hızla tüketiyoruz.

30-40 yıldır hayatımıza giren yapay zekaların ortalama bir insan kadar düşündüğünü, Whats Up, Google, Twitter, Instagram gibi sosyal medya üzerinden herkesin denetlendiğini, bu denetleme yapılırken o kişiyle iletişimde olan insanların da denetlendiğini anlatarak, oluşturulan kontrol ağına dikkat çekti.

Ayrıca yapay zekaların seçimlerin manipülasyonunda nasıl kullanıldığını Trump örneği ile anlatan, Fizikçi Dr. Fırat, yapay zekaların savaşlarda yarattığı olumsuz etkilere de değindi.

İsrail’in saldırıları sonucu Filistin’deki sivil halkın öldürülmesine, insansız dronların nasıl yol açtığını açıklarken, “Teknolojinin gelişim olumsuz değil. Bir çok alanda kolaylık sağlıyor. Teknolojinin işçi sınıfına zararları, faydaları, toplumsal hareketlerin gelişimine nasıl etki edecek, doğru bilgiye nasıl ulaşacağız gibi sorulara yanıtlar aramalıyız, diye ekledi.

Sosyalist Yazar Volkan Yaraşır

Gelecek Kimin? tartışmalarında teknolojideki ilerlemenin yarattığı sonuç ile akıllı fabrikalara doğru evrilirken proletarya halen  toplumsal dönüşümü sağlayacak olan devrimci sınıf mı, sorusunu sorarken tersten neden burjuvazinin sonu mu soruları sorulmuyor eleştirisiyle konuşmasına giriş yapan Yazar Volkan Yaraşır şöyle dedi: “Sanayi 4.0, yapay zeka tartışmaları en başta kapitalizmin gelişmesini endüstri devrimleriyle, teknolojik sıçramalarla açıklayan teknolojik determinist bir anlayışı ifade ediyor. Sanayi 4.0 ya da Dördüncü Sanayi Devrimi Almanya’nın markalaştırdığı bir kavram. Teknolojinin üretim alanında yol açtığı kompleks veri paylaşımını ve otomasyon dönüşümünü tanımlıyor.”

Teknolojideki 1.0 sanayi devriminden 2.0 a geçiş süreçlerini 3.0 devamında 4.0’a nasıl dönüştüğünü anlatan sosyalist yazar Yaraşır, “Kapitalizm antagonist çelişkinin ürünüdür ve an antagonist çelişkiyi yeniden üretir. Ayrıca bu çelişkinin yanında iki çelişki daha vardır: sermaye sermaye arasındaki çelişki. Ve emek emek arasındaki çelişki. Sermaye sermaye arasındaki çelişki yıkıcı rekabete dayanır. Emekle emek arasında çelişki ise sermayenin yarattığı ve sınıfı bölmek için kullandığı adımları içerir.” dedi.

Artı değer, emek sermaye arasındaki ilişkiyi, özel mülkiyet diktatörlüğü olan kapitalist sömürünün ve teknolojik gelişmenin yarattığı sorunların neden, sonuç ilişkilerini inceleyen Volkan yaraşır, “Marx özellikle Grundrisse’de teknolojik gelişmeler üzerinde durur. Marx teknolojik gelişmelerin ya da mekanizasyonun canlı emeği üretim süreci dışına attığını vurgular. Kısaca teknolojik gelişmelerin eğer özel mülkün ortadan kaldırılmadığı koşullarda hiçte boş ve hoş zaman yaratmadığını ortadadır. Sadece Küresel Güneye bakmamız yeterlidir. Ancak anti-kapitalist kopuşla komünizmin olanakları üzerine tartışabiliriz. Ve sermaye diktatörlüğünün olduğu şartlarda teknolojinin nötr bir olgu olmadığını unutmamalıyız.” dedi.  

Sosyal Medyaya da değinen Yazar Volkan Yaraşır, “sosyal medya  düzene uygun insanlar yaratıyor, insanları aptallaştırıyor, sistemlerin otoriterleşmesine hizmet ediyor” dedi.

Ayrıca sosyal medya ile insanların zamanlarının ve dikkatlerinin nasıl çalındığına vurgu yaptı.  

“Amazonda çalışan işçilerinde 25 km çalışmadan mola yapamadığını, bir firmada kadınların tuvalete gidemedikleri için altlarına pet bağlayarak çalıştığı örnekleri üzerinden kapitalist sömürünün nasıl vahşileştiğine dikkat çekti.

Akdeniz ölüm denizi oldu. İsrail, Filistin’de sivilleri katlediliyor. Bunları durduramıyorsak hepimiz suçluyuz.  

Bizler canlı, cansız her şeyden sorumluyuz. Başka dünya hayallerimizi yerine getirmek için mücadele ederken neden örgütlenemiyoruz diye kendimize sormalı ve gerçekliğimizle yüzleşmeliyiz” dedi.